Hayat her zaman düz bir çizgi üzerinde gitmiyor. Tabi ki zıtlıklar olacak tabi ki tezatlar olacak. Bunlar hayatın da kendisi değil midir zaten? Hayatımız güllük gülistanlık olmayacak, düşeceğiz de kalkacağız da. Belki pes diyecek noktaya kadar gelip sonra yine vazgeçmeyeceğiz, vazgeçemeyeceğiz.
Bazen durup bir düşünme fırsatı yakaladığı zaman insan, aklına bu hayattaki amacının ne olduğuna dair bir takım sorular geliyor olabilir. Cevapları net olmayan sorulardır bunlar. Bu kadar da karmaşık değildir çoğu kez bu soruların cevabını bulmak. Çünkü çok ufak bir anda ya da hayatınızın çok ufak bir kesitinde gizlidir bu soruların cevabı.
Siz de hayatınızda size yapılan haksızlıkları, tutarsızlıkları yazsanız bir kâğıda belki sayfalar sürer. Ben şimdi sizlere ufak da olsa denize bir bayan olarak başlamanın, nasıl yarışa birkaç adım geriden başlamak olduğunu naçizane kendi kalemimden anlatmaya çalışacağım.
Öncelikle Türkiye’deki Denizcilik Fakültelerine giriş koşullarında “Kız Öğrenci Giremez” gibi bir ibare yazmamakta. Bir adayın Denizcilik Fakültelerine girebilme koşulları Yüksek Öğretim Kurumu tarafından açık ve net bir şekilde belirlenmiştir. Bu koşullarda dikkatinizi çekerim cinsiyet kısıtlaması yoktur. Ne kadar da güzel Türk Denizciliği’ne bayan kaptanlar, bayan mühendisler yetiştirmek.
Bu durum buz dağının aslında görünen yüzü desem tam da uygun olacak. Peki, bu mezun olan bayanlar nerelerde çalışacaklar bunlar hiç düşünülüyor mu acaba? Gördüğümüz şirketlerin okullara kariyer günlerine geldiklerinde kız öğrencileri tercih etmediklerini rahatlıkla söyleyebilmektedirler.
“Nedendir? Niçin böyle bir uygulama var?” diye sorulduğunda, şirket politikası diyebilecek kadar da yine aynı rahatlıkla davranabilmektedirler.
Okurken aynı standartları paylaştığımız, aynı ders içeriğinden sorumlu olduğumuz erkek arkadaşlarımızla bir bakmışız ki bu şekilde bizlerden ayrı düşünülmekte.
Gemide bayan kavramı tartışılabilir, incelenebilir, araştırılabilir. Şirketler kendi personel verimliliklerini düşünerek gerekli analizleri yapabilirler. Burada yanlış olan, insanları cinsiyetlerine göre kategorize etmektir bence. Genel standarttaki kriterlere göre ayrım yapmak, bu kadar dünya piyasasıyla yarışmakta olduklarını söyleyen firmalara yakışmaz mı?
Burada demek istediğim nokta kesinlikle her büyük firma bayan kaptan veya bayan mühendis çalıştıracak şeklinde değildir. Okula giren öğrenci sayısı içerisinde kız öğrenci oranı bilinmekte. Şirketler o dönem istedikleri düzeyde denizde çalıştıracak bayan personel bulamamış olabilir, normal. Demek istediğim kesin sınırlar belirleyip bu kadar büyük filoları olduğundan, standartlarının yüksekliğinden bahsedip sonra da en basit şekilde kıstas olarak cinsiyeti söz konusu eden şirketlerden bahsediyorum.
Bu noktada konuya sadece hak hukuk arayıcılığı veya savunuculuğu şeklinde bakmamak lazım. Amaç dünya standartlarını yakalayabilmekse, bayan personel istihdam edebilmek büyük bir adımdır. Hem sektör için hem de denizciliğin geleceği açısından çok önemli bir konudur.
Yazımın en başında sizlere bahsetmiştim, hayat kendi içinde tutarsızlıklardan oluşmakta diye. Bazı noktalarda anlam veremediğimiz tutarsızlıklar olabilir. Ama bu derece göz göre göre de olmamalı diye düşünüyorum. Bu okullara giren kız öğrenciler eğer denizde çalışmak isterlerse seçim yapma imkânları bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda firmadan birini seçmek zorunda olacaklar. Gerçek olan da bu. Belki yarın bir gün şartlar böyle devam ederse o şirketlerde bayan personel almayacaklarını duyurabilirler. O zaman da fakülteler öğrenci alım kriterlerini ya değiştirecekler ya da bu konuda acil yeni çözümler bulunması gerekecektir.
Burada görüldüğü üzere acı bir gerçek söz konusudur. Bu sadece ufak bir kısmıydı sorunun. Konu, mezun olup gemiye geçince de ayrı bir boyut almakta.
Dipnot: Sevgili e-MarineEducation okuyucuları bu konudaki görüş ve önerilerinizi paylaşırsanız çok mutlu olurum. Açığa çıkmamış veya üzerinde düşünülmesi gereken konuları atlamış olabilirim. Yorumlarınızın konuya çok faydası olacağına inanıyorum, sevgiler.
Düzenleyen: Ece Eldek
Ekleyen: H.Altay Yontan
Merhaba Selen,
Öncelikle kalemine, emeğine sağlık çok güzel bir yazı olmuş. Denizcilik sektöründeki bayanlar olarak daha stajımızda bu sorunlarla karşılaşmaya başlıyoruz. Ne üzücüdür ki değil gemi limanlarda bile bayan personel çalıştırmak istemiyorlar. Sanırım eğitim sistemimizdeki yetersizlik ve eğitimsiz personelimizden dolayı bayanların sektörde olmasına önyargı ile yaklaşılıyor. Yazında bahsettiğin gibi “amaç dünya standartlarını yakalayabilmekse, bayan personel istihdam edebilmek büyük bir adımdır.” Çağdaş ve eğitimli denizciler olarak bu önyargının üstesinden gelineceğine inanıyorum.
Selamlar,
Gamze Nur Yalçın
Web Editörü
Merhaba Selen,
Gerçekten çok doğru bir bakış açısıyla ve çok doğru cümlelerle ifade etmişsin; sektörde kadın olmayı. Emeğine sağlık. Ben tersanede çalışan bir mühendis olarak şunu söyleyebilirim ki, bir yöneticinin kadın bir mühendisi işe alırken “çalışma ortamında rahatlıkla argo konuşamamaktan” çekindiğini bile gördüm. Halbuki toplumsal kurallar ortamda bir “kadın” olmasıyla değil sadece “insan” topluluğu olmasıyla sınıflandırılmalıdır. Eğitim hayatımız boyunca aynı ortamda yaşadığımız insanların, profesyonel hayatlarında bu şekilde düşünebiliyor olmaları büyük bir çelişki. Şunu söyleyebilirim ki; bence, dünya standartlarını yakalamak için bu tarz “sığ” düşüncelerden kurtulmak gerekir.
Selamlar,
Merve YILDIZ
Analiz Uzmanı
Bu zamana kadar denizde bayan personel çalışmasını hep doğru bulmuşumdur, düşüncelerimde yanılmadığımı fark ettim. Çok doğru tespitlerin olmuş, tebrik ediyorum.
Merhaba Selen,
Şahsen yazın beni etkiledi ve empati yapmamı sağladı. Sizin açınızdan baktığımda, evet çok haklısınız! Dediğim gibi, benim düşüncelerimi değiştirdi. Umarım yazdığın yazı ile köklü çözümlerin ilk adımlarını atmış olursun. Tebrik ederim.
Merhabalar
Bu yorumlarınız ve düşünceleriniz benim için çok değerli aynı zamanda konunun özüne , eksik kaldığı noktalara açıklayıcı nitelik taşımaktadır.
Konuda yapılabilecek ve elden gelecek çok fazla şey olduğuna inanıyorum.Farkındalık boyutunun önemli olduğunu düşünüyorum.Özellikle ”erkek egemen” diye tabir ettiğimiz mesleklerde biraz daha fazla duyarlılık, kadın erkek ayırmadan herkese düşmektedir.Mesleğin geleceği ve standartları açısından.
Ayrıca değindiğim konu mesleğin benim de içerisinde bulunduğum başlangıç kısmıydı.Soruna belkide biraz daha temelden yaklaşmakta fayda olabilir
Bana göre esas problem kadın ve erkek olarak ayri ayri gözlerle bakmaya aliştırılmış olmak dünyaya. Ben de 11 yildir denizde hizmet veren bir gemi kaptaniyim.
Maalesef önce insan olmak yerine kadin veya erkek olmayi ögreniyoruz! Toplumumuz da hemen her alanda yaşanan cinsiyet ayrımcılığının denizcilik sektöründe daha belirgin biçimde yaşandığı herkesçe malum.
Bence bir sorunun çözüme ulaşması en azından daha anlaşılır hale gelmesi için önce onu oluşturan nedenlerin anlaşılması gerekir.
Kadınların erkeklere göre denizde çalışmalarının daha zor olduğu kabulünün günümüzde ne fiziksel ne de psikolojik bir dayanağı yoktur. Aslinda esas sorun bir çok sektörde olduğu gibi denizcilikte de hakim zümre olan erkek egemenin kadınla yaşam alanını ve otoritesini paylaşmayı bir güç kaybı olarak görmesidir.
Nezamanki biz denizciler kadını sadece cinsel bir olgu olmaktan çıkarır ortak bir bilinçle insana indirgersek bu soruna olumlu bir katdıda bulunuruz.
Şunu da yatsımamak gerekir ki, insanlar tarihlerin birikimleri üzerine inşa eder yaşamlarıni ve denizcilik tarihinde kadının tarifini değiştirmekte bir süreç işidir.
İste tam bu nedenden kadın denizciler geleceğimiz için çok değerliler.
U.Y.K. Onur ERDEM