Deniz ticareti evrensel bir yapıdadır. Bir ticaret gemisi 1 yıl içinde onlarca ülkeye uğramaktadır. Bazı gemiler vardır ki, Japonya’dan aldığı bir yükü Güney Amerika ülkelerine, Güney Amerika’dan aldığı bir yükü bir Karadeniz ülkesine kadar getirebilmektedir. Bu durum her ne kadar kulağa güzel gelse de denizciler önemli bir tehlikenin de habercisidir.
Maalesef üzerinde aylarımızı geçirdiğimiz gemilerin gittiği, seyrettiği bölgeler her zaman gelişmiş ülkeler değildir. Hatta çoğunlukta ticari gemiler salgın hastalıkların tehlikeli seviyelerde olduğu üçüncü dünya ülkelerine gitmektedir. Bu ülkelere gittiğimizde çeşitli salgın hastalıklarla karşı karşıya kalabiliyoruz. Bu gidilen bölgelerde her ne kadar sıkı sağlık denetimleri uygulansa da, gerekli uyarılar yapılsa da, bizim bu hastalıklara karşı tedbirli olmamız büyük önem taşımaktadır.
Ebola açısından büyük tehlike yaşadığımız bugünler de, özellikle Güney Amerika ve Orta Amerika ülkelerinde görülen Zika Virüsü etkisini her geçen gün artırmaktadır. Sadece, sıtma hastalığı gibi sivrisinek sokması ile bulaştığı sanılan bu hastalık, Amerika Birleşik Devletleri’nin Teksas eyaletinde bir kişinin cinsel ilişki yoluyla da bulaşmıştır. Bu durum beraberinde bu hastalığın cinsel yolla bulaşabileceği riskini de getirmiştir. Teorik olarak, şimdiye dek her hangi bir vaka olmasa da, kan transfüzyonu yoluyla geçiş mümkündür.
Etkisini yeni doğan bebeklerde gösteren Mikrosefali (küçük kafa) olarak da tanımlanan Zika virüsü, genellikle Afrika, Orta ve Güney Amerika’da görülen “Aedes Aegypti” cinsi sivrisineklerin hamile kadınlara bulaştırdığı Zika Virüsü ile yayılıyor. Bu sivrisinekler Dengue ve Chikungunya hastalıklarını da bulaştıran sivrisineklerle aynı türdür. Aedes türü sivrisinekler, gündüz ısırmayı tercih ederler. Bu virüs ile doğan bebeklerin kafaları normalden 31,5 – 32 santimetre daha küçük olmaktadır.
Bebeklerin yaşam süresini kısaltan virüs, beyin fonksiyonlarında da bozukluklara ve beynin yetersiz gelişime neden oluyor. Bebek ölümlerine de sebep olan virüsün, salgın kaynaklı ölüm oranlarını arttırmasından endişe ediliyor.
Belirtileri Nelerdir?
En sık görülen belirtiler; aniden başlayan ateş, döküntü, eklem ağrıları, gözlerde kızarıklıktır. Eklemlerde, özellikle el ve ayaklardaki küçük eklemlerde şişmeler olabilir. Diğer belirtiler: kas ağrısı, baş ağrısı, gözlerin arkasında ağrı ve kusma olabilir. Klinik genellikle hafif geçer, belirtiler birkaç günden bir haftaya dek sürebilir, hastaneye yatış çoğunlukla gerekmez. Ölüm çok nadirdir.
Hastalığın tam teşhisi kan testleriyle tanı konulmaktadır. Şu ana kadar geliştirilmiş bir tedavisi malesef bulunmamaktadır. Sadece şu anlık hastalığa yakalanan kişinin istirahat etmesi, bol miktarda sıvı alması, ateş düşürücü ve ağrı kesici kullanması önerilmektedir. Antibiyotik kullanımı tüm virüs sebepli olan hastalıklarda olduğu gibi gereksiz olduğu kadar tehlikelidir.
Hastalıktan Nasıl Korunabiliriz?
Hastalığı önleyen ve tedavisinde kullanılan bir aşı ya da ilaç henüz bulunmamaktadır. Sivrisinek ısırıklarından korunmamız esastır. Bunun için: Klimalı ya da korunmuş mekânlarda kalmaya özen gösterin. Açıkta kalan cildi sivrisinek kovucuları ile korumak bir önlem olabilir. Kapalı giysiler giyin (uzun kollu gömlek ve uzun pantolon gibi). Permetrin ile muamele edilmiş giysiler giyin. Dış mekânlardaki içi su dolu kapları boşaltın.
Dünya Sağlık Örgütü de, 2016‘da 33 ülkeye yayıldığı saptanan virüse karşı acil durum ilan etti. Son olarak Fransa’nın Lyon kentinde toplanan 43 ülkeden 600’den fazla uzmanın toplandığı Zika Zirvesi’nde konuşan Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Başkan Yardımcısı Marie-Paule Kieny, sivrisinek sezonunun başlamasıyla Avrupa’da Zika virüsünde belirgin bir artış olabileceğini kaydetti. Hastalığın dünyada daha önce görülmediği alanlara da ulaşabileceğine işaret eden Sn. Kieny, özellikle Avrupa ve Asya’nın bu açıdan büyük tehlike altında bulunduğunu belirtti. Virüsün sivrisinekten insana bulaştığı ve sonrasında cinsel temasla da bulaşma olasılığının bulunduğu göz önüne alındığında, Avrupa’da sivrisinek sezonunun başlamasıyla Zika virüsü vakalarında belirgin bir artış olabileceğine dikkat çekti. Sn. Kieny, aşı bulunması için resmi klinik çalışmalarına yıl sonuna kadar başlanacağını belirtti.
Zika Virüsünün Avrupa’da Yayılabileceği Bölgeler
Kaynaklar: Daily Mail UK, Daily Telegraph UK, Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü
Düzenleme: Tugay Hocek
Ekleyen: Gökmen İçel