Eylül 2012 itibari ile denizcilik sektöründe 10. yılımı doldurdum. Bu 10 yıl içerisinde birçok kişi ile tanıştım ve çeşitli kuruluşların ya da yayınların çatısı altında tahmin bile edemeyeceğim sayıda görüşme gerçekleştirdim. Dolayısı ile artık kim olursa olsun, karşımdaki insanda olumlu bir izlenim bırakma kaygım olmaksızın, rahat bir şekilde konuşabiliyorum. Ancak Sn. Deniz Özkan ile yapmış olduğum röportaj öncesinde oldukça heyecanlanmıştım. Aslında bu heyecanım hâlâ daha sürüyor. Çünkü Türkiye’nin ilk bayan başmühendisi ile, ilk röportaj gerçekleştiren kişi oldum. Bu, şu an bu satırları okuyan sizler için önemli olmayabilir ama benim için oldukça kıymetli.
Arkas Deniz Ticaret Filosu İnsan Kaynakları Departmanı Müdür Yardımcısı Sn. Ferit Gökdeniz ile M/V Karla A isimli konteyner gemisine giderek “Türkiye’nin İlk Bayan Uzakyol Başmühendisi” ayrıcalığına sahip olan Sn. Deniz Özkan’a plaket takdimi sırasında bulunma şansı yakaladım. Daha sonra Sn. Özkan ile bayan denizciler üzerine keyifli bir röportaj gerçekleştirdim.
Umuyorum ki Sn. Deniz Özkan’ın sözleşmesi bitip karaya döndüğünde kendisini e-MarEdu Radyo’da konuk eder ve canlı olarak ziyaretçilerimiz ile bir araya getirme imkânı da yakalarız. Sözü daha fazla uzatmadan sizi röportajımızla baş başa bırakıyorum.
Aybars Oruç
Sn. Deniz Özkan, sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
Ben 22 Aralık 1980, İstanbul doğumluyum. Annem ve babam uzun yıllar tekstil işi ile uğraştılar ancak şu anda ikisi de emekli. Yine tekstil sektöründe çalışan Tolga adında bir ağabeyim var. Bütün eğitimimi İstanbul’da gördüm. Yükseköğretimimi İTÜ Denizcilik Fakültesi Gemi Makineleri İşletme Mühendisliği programında, 2004 senesinde tamamladım. Mayıs 2004 – Haziran 2007 arasında çeşitli şirketlerde makine enspektörü, servis ve satış mühendisi olarak karada çalıştım. Haziran 2007 itibari ile daha önce stajlarımı yapmış olduğum bir denizcilik şirketinde, zabit olarak işe başladım. Aralık 2007 itibari ile 3. mühendis olarak Arkas Deniz Ticaret Filosu’nda çalışmaya başladım. Şu an ise Arkas Deniz Ticaret Filosu’nda Başmühendis olarak çalışmaya devam etmekteyim.
Ne kadar daha denizde çalışmayı planlıyorsunuz?
Bir süre daha denizde çalışmayı istiyorum ancak bir bayan olmam ve 5.5 yıllık bir evliliğimin olması sebebi ile bir çocuk sahibi olmayı istiyorum. 2013 senesi sonuna doğru denize bir süre için ara vermeyi planlıyorum.
Denizciliği ve makine departmanını neden tercih ettiniz?
Benim ailemde gemiadamı olarak denizde çalışan yok. Baba tarafım Rizeli, anne tarafım İstanbullu ancak kökeni Tatar. Baba tarafımdan büyükbabamın mavnaları varmış ve vakti zamanında Beykoz-Bakırköy arası damacana su taşımacılığı yaparmış, ancak açık denizde çalışan bulunmuyor.
Ben tercih sıralaması yaparken açıkçası üniversite tercihi yaptım. İTÜ Denizcilik Fakültesi’ni tercih ettiğim sırada ilk bayan olacağımızı bile bilmiyorum.
Üniversite yerleştirme sonuçları o tarihlerde 900’lü hatlar üzerinden ilk olarak açıklanıyordu. Kazandığım yerin kodunu duydum, hemen tercih kılavuzuna baktım ve 3. tercihim olan İTÜ Denizcilik Fakültesi Gemi Makineleri İşletme Mühendisliği programını kazandığımı öğrendim. İlerleyen günlerde ilk bayan olduğumuzu, üniformalı eğitim göreceğimizi, okulun parasız yatılı olduğunu öğrendim ve daha sonra fakülteyi görmeye gittim. Gerçeği itiraf etmek gerekirse bilinçli bir tercih yapmadım.
İlk başta oldukça ürkmüştüm. Bayan olduğum için önyargı çok fazlaydı. Okulu gezmek için bile gittiğimde insanların tepkileri ile karşılaştım. Karşılaştığım kişiler açık açık “Biz bayan istemiyoruz” diyorlardı. Bu önyargıyı kırmak kolay olmadı.
Biz, denizcilik fakültesine altı (6) bayan olarak başladık. Aslında sayı daha fazlaydı ancak ayrılanlar oldu, hazırlık sınıfını geçemeyenler oldu ve biz altı (6) kişi olarak devam ettik. Bu kişilerin ikisi güverte, dördü ise gemi makineleri programında eğitim görüyordu.
İlk sene benim için biraz sıkıntılı geçti. Birinci sınıfın sonunda ben hemen staja başvurmuştum. Staja çıkana kadar aklımda çok sayıda soru işareti vardı. Ben istiyordum, hırslıydım ama ne ile karşılaşacağımı bilmiyordum. Denize çıktıktan, gemi ortamını gördükten ve denizde çalışabileceğime inandıktan sonra rahatladım. Yaşadıklarımı düşündüğümde hala bu mesleği tercih ederim.
Öğretim elemanları bayan öğrencilere nasıl bakıyordu?
Öğretim elemanlarından yana bir sıkıntımız yoktu. Örneğin atölye derslerine olan yatkınlığımız konusunda bize çok özen gösteriyorlardı. Kimi hocalarımla hala görüşürüm. Onlar bizi sever, biz de onları sayarız.
Aileniz sizin denizci olmanız konusunda ne düşünüyordu?
Ailemin de aklında tabii soru işaretleri vardı. Özellikle ilk gemiye çıkışım benim için olduğu kadar onlar için de sıkıntılıydı. Çünkü o güne kadar hiç ayrı kalmamıştık. Onlar da gemiyi görme şansına sahip oldular. Staj yaptığım şirkette de çok iyi insanlarla çalışma imkânı yakaladım. Ailem de ortamı görüp, çalıştığım insanları tanıdıklarında rahatladılar. Artık ben izinde kaldığım zaman “Ne zaman gidiyorsun?” diye kendileri soruyor. Onlar da artık benim yaşam tarzıma alıştılar.
Erkeklerle bir arada çalışmak ve yaşamak zor mu?
Erkeklerle çalışmak ya da yaşamak zor değil. Önemli olan sizi, onların kabullenmesi. Bu bir süreç. Ben şu an bir başmühendis olsam bile bir erkekle karşılaştığımda mutlaka bir önyargı oluyor. Bunu gözlerinden hissediyorum. Bir yakıt barcı geldiğinde, orada çalışan insanlar beni gördüklerinde afallıyorlar. Özellikle makine departmanında hala bayanlara alışılamadı; çünkü sayı olarak azız. Yani daha fazla bayan gemide çalışsa insanlar alışacaklar ve belki de bu önyargı kırılacak. Bu tabii sadece Türkiye’ye ya da Türk insanına özgü değil. Afrika limanlarında gemiye geldikleri zaman da şaşırıyorlar.
Aslına bakılırsa erkeklerle çalışmak zor değil. Belki kadınlarla çalışmaktan bile daha kolay. Önyargıları zaman içerisinde kırılıyor. Kendilerine, davranış biçimlerine daha fazla dikkat ediyorlar. Bayanların olmadığı yerde dillerindeki kelimeler belki de daha farklıdır.
Bir bayan olduğunuz için staj yapacak gemi bulmakta zorlandınız mı?
Bayan olmamdan çok, iyi bir firmada staj yapmak kolay değildi. Staj yapmış olduğum firmaya girmek çok zordu. Başvuru sayısı oldukça fazlaydı. Şirkete kabul edilmek için bariz şekilde torpil kullanmak zorunda kalıyordunuz.
Gördüğüm kadarı ile hala stajyerler konusunda sıkıntı var. Hala şirketlerin bayan stajyerlere karşı önyargıları var. Örneğin bir arkadaşıma, bir şirket yetkilisi bayan zabitlerle çalışmadıklarını söylemiş. Bir elin beş parmağı bir değil ki. Benim çalıştığım bütün erkek makine zabitleri aynı mı; değil. Erkekler aynı olmadığı gibi bayanlar da aynı değil. Ama erkekler çoğunlukta olduğu için göze batmıyorlar. Bayanlar 3 – 5 tane olduğu için göze batıyorlar. Bu sebeple şirketlerin iyi örneklerle karşılaştığı müddetçe önyargılarını kıracaklarına inanıyorum.
Şirketler bayan – erkek diye bakmamalılar. Bizim sahip olduğumuz defterde hala nasıl Gemiadamı Cüzdanı yazıyorsa, şirketler de kişinin cinsiyetine değil, yeterliliğine bakmalıdır. Önemli olan kişinin işini düzgün olarak yapması ve insan ilişkilerinin iyi olmasıdır. Arkas Holding böyle bakıyor ve bu sebeple çok sayıda bayan da Arkas’ta görev yapıyor. Burada bayanların önünde, onları engelleyen bir otorite yok. Nasıl stajyerlikten gelen bir bayan kaptan varsa, nasıl 3. mühendislikten gelen bir bayan başmühendis varsa Arkas gemilerinde çalışan her bayan, bir set ile karşılaşmaz ve yeterli ise terfi ettirilir, hatta bu konuda yüreklendirilir. Tabii Arkas’a çok fazla stajyer başvurusu var; şirketin belirli bir kapasitesi var ancak İnsan Kaynakları Departmanı, ellerinden geldikçe yardımcı olmaya çalışıyor.
Mezuniyet sonrası iş bulmada sıkıntı yaşadınız mı?
İş başvurusu yapmamıza pek gerek kalmadı. Çünkü biz daha mezun olmadan, bize karada oldukça cazip iş teklifleri geliyordu. Zaten bu sebeple ben de ilk olarak karada çalışmaya başladım. Çünkü karada, denizde kazanacak olduğumdan daha fazla para kazanıyordum. İlk bayan olmamız sebebi ile, şirketler için bizi çalıştırmak bir reklam oluyordu. Gelen tekliflerin çoğunluğu servis ve satış mühendisliği üzerineydi.
Denizcilik eğitimi alan ya da almayı düşünen bayanlar hiç size ulaştı mı?
Yanlış anımsamıyorsam iki bayan arkadaşımız bana ulaştı. Gemiye gelip ziyaret etmeye çalıştılar. Önceki gemimde bir bayan makine stajyerim vardı. Karşılıklı konuşmamız onlar için iyi oluyor. Kendileri için bir örnek oluyor. “Birgün ben de bu noktaya gelebilirim” diye düşünüyorlar.
Denizciliğin bayanlar için zorlukları nelerdir?
Gerçeği söylemek gerekirse denizcilik bana zor gelmiyor. Bunun sebebi belki de işimi çok seviyor olmam. Elbette ben de isterim topuklu ayakkabılarımı giyip gezmeyi ama böyle bir imkân pek yakalayamıyorsunuz. Bir konteyner gemisinde görev yapıyorsanız limanda kendinize fazla vakit ayıramıyorsunuz. Çünkü operasyon süresi çok kısa. Ailemizi göremiyoruz. Ancak bu bir sözleşme süresi. Sonuç itibari ile gemiye tatile değil, çalışmaya geliyorsunuz. Planladığınız her şeyi de izin sürenizde yapmaya çalışıyorsunuz.
Afrika ve Arap ülkelerindeki limanlar bir bayan için sıkıntı olabiliyor. Rahatsız ediyorlar, bağırıyorlar, laf atıyorlar. Ancak eğer siz dik duruyorsanız aşabiliyorsunuz. Eğer çok abartılarsa liman otoritelerine haber veriyoruz ya da rahatsızlık veren grubu değiştiriyoruz.
Evlilik hayatının bayan denizciler için daha zor olduğu söyleniyor. Sizin fikriniz nedir?
Ben eşimle beraber çalıştığım için şanslıyım. Şu an aynı gemide ikinci kaptan olarak görev yapıyor. Ancak ayrı kaldığımız zamanlar da oldu. Şirketimiz her ne kadar destek verip aynı zamanlarda, aynı gemide çalıştırmak istese de denk gelmeyebiliyor. Ben de aktif deniz hayatımı bırakıp çocuk sebebi ile 1 – 2 sene ara vermek zorunda kaldığımda benim için de zor olacaktır. Tabii ben de eşim gibi denizci olduğum için eşim gemide, benden uzakta çalışırken nasıl bir ortamda bulunduğunu bildiğim için daha rahat davranacağımı tahmin ediyorum.
Eşinizle aynı gemide çalışıyor olmak nasıl bir duygu?
Ben makineciyim ama eşim güverteci. Dolayısıyla birbirimizin işine müdahale eden insanlar değiliz. Gemide henüz bekâr olan bayan zabitler oluyor. Beni, eşimle beraber çalışırken görüyorlar; özeniyorlar. Hatta ben de onları teşvik ediyorum.
Zaman zaman aynı gemide çalışıyor olmamıza karşın birbirimizi iki (2) gün boyunca görmediğimiz oluyor ama bu, geminin temposundan kaynaklı bir durum. Şimdiye kadar çalışırken hiçbir sıkıntı yaşamadım. Arkas Deniz Ticaret Filosu İnsan Kaynakları Departmanı’nın da bize birlikte çalışma konusunda çok desteği oldu.
“Bayanlar için çok gemi yok” derler. Bu görüşe katılıyor musunuz?
Kesinlikle katılmıyorum. Bence her bayan, her gemide ve her görevde çalışabilir. Elbette kaliteli, kurumsal firmalarda çalışsınlar. Ama bu her denizci için geçerli. Bunun bayanı – erkeği yok. Sadece bayanlar, cinsiyetlerinden ötürü önlerine set çekilmeyeceğine inandıkları firmalarda çalışmalılar. Tek fark bu.
Nisan 2012’de “Denizde Kadın Eteği” isimli bir anket düzenledik. Sorulardan bir tanesi de “Bayanların lehine ayrımcılık yapıldığını düşünüyor musunuz?” oldu. Anket sonuçlarına göre, %63 oranında bayanların lehine bir ayrımcılık yapıldığı düşünülüyor. Bu konuda sizin düşünceleriniz nelerdir?
Link: https://e-marineeducation.com/tr/denizde-kadin-etegi-2/
Kendimden örnek vermek gerekirse benim lehime herhangi bir ayrımcılık yapılmadı. Diğer makineciler ne kadar çalışıyorsa ben de o kadar çalışıyordum. Ancak şunu da söylemeliyim ki negatif bir ayrımcılık da yaşamadım. Bunun sebebi egoları yüksek insanlarla çalışmamamdı. Belki biraz duruş ile de alakalı. Kendimi de ezdirmedim diyebilirim. Sonuçta biz ticaret filosunda çalışıyoruz. Burası sivil bir ortam. Hiyerarşi tabii ki var ve işlerin belirli bir düzende yürümesi için olmasını da savunuyorum.
Erkekler bayanlara biraz önyargılı yaklaşıyor. Bayan bir zabit ya da stajyer için “O şimdi üşür, yorulur” diye düşünüyorlar ancak böyle yapıldığı müddetçe o bayan güverteyi tanıyamayacak ve belki de işini yeterince öğrenemeyecek. Ben nasıl sintineye girdiysem, bir başka bayan da girebilir ve girmelidir ki işini layıkıyla yapabilsin.
07 Temmuz 1978 tarihinde yürürlüğe giren STCW konvansiyonu Karar 14 uyarınca IMO, denizcilik endüstrisinde bayanların katılımının özendirilmesini üye hükümetlerden talep etmiştir. Türkiye, bu talebe sizce nasıl yaklaşıyor?
Türk hükümeti, bana göre bunu destekliyor olmalı ki artık denizcilik sektöründe çalışan bayanlara sıklıkla rastlayabiliyoruz. Mesela ben okulumuzdan mezun ilk 6 bayandan biri olmam sebebiyle diplomamı 2004 senesinde dönemin Ulaştırma Bakanı, şu an ise Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı olan Sn. Binali Yıldırım’dan almıştım. Bizim zamanımızda kız ve erkek öğrenciler için ayrı kontenjanlar vardı. Artık bu ayrım da tamamen kalktı.
2006 yılında Deniz Ticaret Odası Aralık ayı Meclis Toplantısı’nda denizcilik eğitimi alan bayan öğrencilere burs verilmemesi için Kpt. Alev Tunç tarafından öneride bulunuldu. Sizin bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?
Ben Deniz Ticaret Odası’ndan herhangi bir burs almadım ancak teşvik olarak verilebileceğini düşünüyorum. Alev Bey’in ifadelerini kişisel bir düşünce olarak algılıyorum ama ben aynı görüşü taşımıyorum. Denizcilik sektöründeki çoğunluğun da aynı görüşleri taşıdığına inanmıyorum. Eğer öyle olsaydı bugün ben ya da diğer bayan arkadaşlarım bir yerlere gelemezdik. Önümüz, bir noktada kesilmiş olurdu.
Ekleyen: Özge Günaydın
DENİZ ABLAMI gönülden tebrık edıyorum zoru basarmak bu olsa gerek. ama cok sanslı oldugunu dusunuyorum cunku bayanlar ıcın ne kadar dık durursanız gemı o kadar zorlastırılıyor bırılerı tarafından,sıkıntınız oldugunda sırket tarafından zaten dıger sırketler bayan almıyor bu yuzden katlanmak zorundasın derler ya da tatılını yap hepsı gerıde kaldı derler ama cozum aramaya uğraşmazlar gemıdekıler ya bu deveyı gudersın yada bu dıyardan gıdersın kafasındadırlar yanı tek basınıza cabalamak zorundasınız eger bazı seylerı sıneye cekmezsenız de yolu gosterırler arkas bayanı destekleyen fırmadır sırket olarak ama calısanlar olarak maalesef kadına en fazla onyargının oldugu sırketlerden bırıdır. yanı eger bayansanız hangı sırket olursa olsun ısınızı gemıde dort dortluk yapmanız hıc bır zaman yetmez maalesef bu gercektır
sevgili DENİZ seni canı gönülden kutluyorum.bu mesleğe isteyerek başlamama rağmen senin kadar dirayetli olamadım.ODzML 85 GEMİ Mk MEZUNU.