04 Kasım 2013, Pazartesi günü saat 15:00‘da İstanbul Teknik Üniversitesi Maslak Kampüsü Proje Ofisi’nde Prof. Dr. Selma Ergin ile e-MarineEducation.com platformu adına Gemisyon Projesi hakkında bir röportaj düzenledik. Yaklaşık 2 saat süren röportajımız sırasında proje hakkında değerli bilgiler elde ettik. Bize kıymetli zamanını ayıran Sn. Selma Ergin’e, sabırla sorularımızı yanıtlama nezaketi gösterdiği için çok teşekkür ederiz.
Ensar Bayraktar – İbrahim Çelik
Bize biraz kendinizden ve çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Doktoramı İngiltere’de 1993 yılında Makine Mühendisliği alanında tamamladıktan sonra, İTÜ Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği Bölümü’nde Yardımcı Doçent olarak çalışmaya başladım. 2005 yılından beri de Profesör unvanı ile görevimi sürdürmekteyim. Gemi makine ve sistemleri ile ilgili lisans, yüksek lisans ve doktora dersleri vermekteyim. Ayrıca araştırma, geliştirme ve inovasyon faaliyetlerinde bulunmaktayım. Son yıllardaki çalışmalarım gemilerde enerji verimliliği, emisyon kontrolü, yangın emniyeti ve kızılötesi iz gibi konularda yoğunlaşmıştır.
Deniz tecrübeniz var mı?
Tabii ki gemiadamları gibi deniz tecrübem yok ama yaptığım değişik projeler kapsamında gemilerde bulundum. Örneğin, ISM Projesi’nde İzmir’e bir feribotla gidip geldim, NOx emisyonlarını azaltmak amacı ile geliştirdiğim Emisyon Kontrol Sistemi, ECS’nin gemi üzerindeki denemeleri için değişik gemilerde bulundum. Bunların dışında, görevim kapsamında hakem ve bilirkişi olarak gemileri ve sistemlerini incelemek üzere birçok kez gemilerde bulundum. Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği Bölümü’nün bir öğretim üyesi olarak ilgili dersleri daha iyi vermek, sistemleri tanımak ve tasarlamak adına gemi tecrübesi gerektiğine inanmaktayım. Ben de bu kapsamda değişik gemilerde incelemelerde bulundum.
Üzerinde çalışmakta olduğunuz Gemisyon Projesi hakkında bilgi verebilir misiniz?
İstanbul Kalkınma Ajansı ve Kalkınma Bakanlığı tarafından desteklenen, TR10/12/BTK/0004 nolu ve “İstanbul’da Gemi Emisyonları Ölçümünde Hizmet Verecek Akredite Bir Laboratuvarın Gelistirilmesi ve BIT Destekli Eğitim” başlıklı Gemisyon projesinin amaçları İstanbul’da gemi kaynaklı hava kirliliğini azaltmak için akredite bir gemi emisyonları laboratuvarı geliştirmek ve gemi kaynaklı emisyon denetimi ve kontrolü ile ilgili taraflara BİT destekli eğitim vermektir. Projenin süresi 9 aydır. Bu projenin sonunda akredite bir şekilde gemi dizel motorlarından kaynaklı NOx, SOx, CO2, CO, O2, PM ve HC emisyonlarını gemi üzerinde ölçebileceğiz ve proje kapsamında hazırlayacağımız bir eğitim portalı ile gemi kaynaklı hava kirliliği ile ilgili olarak online eğitim verebileceğiz.
Bu gazların çevreye, doğaya, insana ve tarihi yapılar üzerine olumsuz etkileri var mı?
Gemi kaynaklı hava kirliliği sizin de tahmin edebileceğiniz gibi direk olarak insan sağlığı ve çevreyi etkilemektedir. Özellikle azot oksit, kükürt oksit ve partikül maddelerin etkileri önemli. Çünkü bu kirleticiler asit yağmurları, ozon tabakasında incelme ve kanser gibi sağlık sorunlarına yol açmaktadırlar.
Bu proje ile hangi gazların ölçümü sağlanacak?
Gemi dizel motorlarından kaynaklanan NOx, SOx, CO2, CO, O2, PM ve HC emisyonları gemi üzerinde veya laboratuvar ortamında ölçülebilecek. Ayrıca partikül maddelerin boyutlarına göre dağılımları elde edilebilecek ve egzoz gazındaki duman miktarı da ölçülebilecek.
Laboratuvar olanaklarınızdan bahseder misiniz?
ISTKA Gemi Emisyonları Laboratuvarı adını verdiğimiz bu laboratuvar, gemi emisyonlarının ölçümü ile ilgili bu kapsamda Türkiye’deki ilk laboratuvardır. Gemisyon projesi kapsamında laboratuvarımızın eksiklerini tamamlayıp, akredite edip gemi kaynaklı hava kirliliği konusunda ilgili tarafları eğitmek istiyoruz. Burada şu andaki imkânlarımızla azot oksitler (NOx), karbondioksit (CO2), kükürt oksitler (SOx), karbon monoksit (CO) ve oksijen (O2) gibi emisyonlarını ölçebiliyoruz. Ayrıca, partikül madde (PM) emisyonlarını da ölçebiliyoruz ve onları boyutlarına göre sınıflandırabiliyoruz. Örneğin; 0-2.5, 2.5-5, 5-7.5 ve 7.5-10 mikrometre gibi boyutlara ayırabiliyoruz. Duman miktarını ölçebiliyoruz fakat yanmamış hidrokarbonları gaz analizörümüz olmadığı için şu anda ölçemiyoruz. Onu da yakında proje kapsamında temin edeceğiz. Ayrıca, Gemisyon projesi kapsamında alacağımız güç ölçer ile iki şafttan aynı anda güç ölçümü de yapabileceğiz. Bu sayede birim güç başına düşen emisyon değerlerini de belirleyebileceğiz.
Partikülleri neden boyutlarına ayırıyorsunuz?
Partikül boyutuna göre partikül madde emisyonlarının yapacağı zararlı etkiler değişmektedir. Örneğin, çapı 2,5 mikrometrenin altındaki partiküller direkt ciğerlerimize girerek yapışmakta ve bunlar kanserojen etkiye sahiptir. Bu nedenle partikül maddeleri boyutlarına göre ayırmamız çok önemlidir.
Ölçümler nasıl yapılacak?
Ölçümler, ihtiyaç duyulduğunda Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün kurallarına ve uluslararası standartlara uygun olarak, laboratuvar ortamında veya direk gemi üzerinde yapılacaktır.
Sizin geliştirdiğiniz emisyon düşürücü sistem nasıl çalışmaktadır?
Birincil sistemlerden olan bu sistem azot oksit oluşumunu engellemektedir. Sistem, nemlendirici ve kontrol sistemi olmak üzere iki ana bölümden oluşmaktadır. Yani sistem yanma havasını nemlendirme prensibine dayanıyor. Silindirlerde yanma değil, alev sıcaklığını düşürerek azot oksit emisyonlarını düşürüyor. Çok özel nozullar kullanılarak su yanma havasına atomize şekilde gönderiliyor. Bu sistem iki gemiye uygulandı ve güç düşümüne neden olmadan NOx emisyonlarını IMO tarafından istenen limitlerin altına düşürerek başarılı oldu.
Gemisyon Projesi’nde toplam kaç kişi çalışıyor? İçlerinde lisans eğitimi almakta olan öğrenciler de var mı?
Gemisyon Projesi’nde toplam 6 araştırmacı çalışmaktadır. Lisans öğrencisi yoktur. Fakat bu araştırmacılarımızdan 2 tanesi Yüksek Lisans öğrencisidir. Diğer araştırmacılarımızdan 2’si Profesör, biri Yardımcı Doçent ve diğeri de Dr. Öğretim Görevlisidir.
Bir açıklamanızda benzer bir laboratuvarın TÜBİTAK’ta da olduğunu fakat yeterli donanımın bulunmadığını söylemişsiniz. Sizin fark ve avantajlarınız nelerdir?
Aslında benim böyle bir açıklamam yok. TÜBİTAK’ın laboratuvarını görmedim, kesin bir şey söyleyemeyeceğim ama web sayfalarından bildiğim kadarı ile TÜBİTAK’ta da hava kirliliği ile ilgili bir laboratuvar mevcut.
Laboratuvarınızdan özel sektör de istifade edebiliyor mu?
ISTKA Gemi Emisyonları Laboratuvarının amaçlarından biri de AR-GE ve inovasyon çalışmaları ile endüstriyel çalışmalara öncülük ve hizmet etmektir. Bu kapsamda tabii ki özel sektör de yararlanabilmektedir.
HFO ile işletilmekte olan gemiler Norveç gibi ülkelerde uygulanan vergi indirimlerinden faydalanmak amacıyla LNG tahrik sistemli olarak yeniden yapılandırılıyor. Buna örnek olarak Tarbit Shipping’e ait Bit Viking isimli gemiyi söyleyebiliriz. Bu örnekten yola çıkarak ilerleyen senelerde gemilerin HFO yerine LNG tahrik sistemli olarak inşa edileceğini söyleyebilir miyiz?
Gemilerin yaydığı kirleticiler yani emisyonlar kullanılan yakıta ve yanmaya bağlı olarak değişmektedir. Şu anda IMO tarafından NOx ve SOx emisyonlarına uygulanan limit değerleri Emisyon Kontrol Alanı diye adlandırılan bölgelerde mesela, Baltık Denizi ve Amerika’nın Batı kıyıları gibi bölgelerde 2015 ve 2016 yıllarından itibaren çok daha düşük limit değerlerine düşürülecektir. Mesela NOx emisyon değerleri bugün Global olarak uygulanan Tier 2 limit değerlerine göre Tier 3 olarak adlandırılan limit değerleri için % 60 daha azaltılacaktır. Ayrıca, Norveç gibi bazı ülkelerde de değişik emisyon düzenlemeleri mevcuttur. Bu limit değerleri sağlamak için ya emisyon azaltım sistemlerinin kullanılması gerekmekte yada LNG gibi temiz yakıt kullanılması gerekmektedir. Çünkü, LNG kükürt içermemektedir ve kullanılması durumunda gemilerin egzozunda SOx bulunmamakta ve NOx emisyonu da yaklaşık % 85 oranında azalmaktadır. Bu durumda fiyatı da düşük olan LNG’yi kullanmak çok daha avantajlı olmaktadır. Fakat LNG temini dikkate alındığında, şu an belki hem gaz hem de sıvı yakıt kullanabilen tahrik sistemleri tercih edilebilir. İlerleyen yıllarda, IMO düzenlemelerine de paralel olarak tamamen gaz, örneğin, LNG, LPG veya Hidrojen kullanılabilir.
Emisyonlar neden kademeli olarak azaltılıyor?
Emisyonları düşürebilmek için teknolojinin ve endüstrinin hazır olması gerekiyor. Bu nedenle emisyonlar ilerleyen yıllar içinde kademeli olarak düşürülüyor. Örneğin, rafineriler yeterli miktarda kaliteli yakıt üretemedikleri için yakıttaki kükürt oranı hemen % 0.1’e düşürülemiyor.
IMO’nun emisyon salınımının düşürülmesine yönelik teknik ya da hukuki çalışmaları bulunuyor mu?
IMO gemi kaynaklı hava kirliliğinim azaltılması konusunda sürekli olarak çalışıyor. En son 2008 yılında NOx ve SOx emisyonlarının kademeli olarak düşürülmesi kararı alındı. Bu esnada IMO’da market temelli çözümler de tartışılıyor. Yani gelecekte belki kullanılan yakıt miktarı ile orantılı vergi gibi ekstra para vermek zorunda kalınabilecek. Bir de şu ana kadar gemilerde sadece NOx ve SOx emisyon limitlerinden bahsettik, CO2 emisyonundan hiç bahsetmedik. Halbuki Ocak 2013’den itibaren yeni dizayn edilen gemiler için enerji verimliliği dizayn indeksi’nin hesaplanması ve belli değerin altında kalması gerekiyor. Enerji verimliliği dizayn indeksi, yayılan CO2 miktarı ile lineer bir şekilde değişiyor. Şu anda enerji verimliliği dizayn indeksinin tüm gemiler için limit değeleri henüz yok, 8-9 gemi tipi için var ama diğer gemi tipleri için de belirlenmek üzere IMO’da çalışmalar sürüyor. NOx ve SOx emisyonlarına benzer şekilde enerji verimliliği dizayn indeksi limit değerleri de gelecek yıllarda kademeli olarak azaltılıyor. Bir de enerji verimliliği işletme indeksi var. Bunun ise daha belirli bir limit değeri yok ama gemi enerji verimliliği yönetim planı çerçevesinde gemilerin işletilmesinde enerjiyi verimli bir şekilde üretmeniz / kullanmanız gerekiyor. Bu indeks sayesinde geminizi ne kadar verimli işlettiğinizi belirleyebiliyorsunuz. Şu anda bahsedildiği gibi bir limit değeri yok fakat gelecekte olabilir.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, projenizi ne kadar yakından takip ediyor?
Gemisyon projesine daha başvuru aşamasında Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı bilgilendirilip destekleri istenmiştir. Onlar da bilgileri dâhilinde bu projeyi %100 desteklemektedirler.
Gemisyon Projesi, yurt dışında faaliyetlerini sürdüren kurum ya da kuruluşlar tarafından tanınıyor mu?
En son iki uluslararası konferansa katıldım. Biri Türkiye temsicisi olduğum International Maritime Association Mediterranean yani Akdeniz Ülkeleri Denizcilik Birliği’nin iki yılda bir düzenlediği konferanslardan biri olan ve İspanya’da yapılan konferans, diğeri de üniversite olarak üyesi bulunduğumuz Port University Link yani Liman Şehirleri Üniversiteleri Birliği’nin Kore’de düzenlediği konferans. Bu uluslararası toplantılar esnasında Gemisyon projesini ve daha önce Çevre Bakanlığının desteği ile İstanbul Boğazı ve Marmara Denizindeki gemilerden salınan emisyonlar için yaptığımız çalışmaları sunup, ilgili taraflarla tartışma imkanım oldu. Ayrıca Gemisyon projesi kapsamında Kopenhag, Danimarka’ya bir ziyaretimiz olacak. Çünkü Kuzey Avrupa ülkelerinin emisyonlarla ilgili, IMO’nun düzenlemeleri haricinde, bir çok düzenlemeleri var. Biz de onların bu düzenlemelerini görmek ve Gemisyon Projesi’ni tartışmak için bir ziyaret gerçekleştireceğiz. Yani projemizi tanıtmak ve tartışmak için hem yurt içinde hem yurt dışında çalışmalarımız devam ediyor.
İTÜ Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi’nde yürütülen Gemisyon gibi başka önemli projeler var mı?
Fakültemizde, öğretim üyelerinin yürüttüğü başta, Kalkınma Bakanlığı, İstanbul Kalkınma Ajansı TÜBİTAK, Sanayi Bakanlığı ve Avrupa Birliği destekli olmak üzere değişik ulusal ve uluslararası Araştırma ve Geliştirme projeleri mevcuttur. Son yıllarda fakültemiz savunma projelerinde de başarılı bir performans göstermektedir. Şu anda bir adet SSM tarafından desteklenen bir savunma projesi yürütülmektedir. Yakın gelecekte bu projelerin sayısının artmasını ümit ediyoruz.
Gemisyon projesine verdikleri destek için, Kalkınma Bakanlığı’na, İstanbul Kalkınma Ajansı’na ve üniversitemize çok teşekkür ederim. Ayrıca, bu röportaj için sizlere de çok teşekkür ederim.
Ekleyen: Gamze Nur Yalçın