Yunan mitolojisinde yer alan Sirenler‘in sadece Yunan kültürü ile sınırlı olduğunu söyleyemeyiz. Oldukça yaygın olarak inanılan bir efsanedir. Ülkemizde de bu efsaneye örnek olarak İzmir’in Foça ilçesinde yer alan Siren Kayalıkları‘nı söyleyebiliriz.
Sirenler, sıklıkla denizkızları ile karıştırılır. Fiziksel olarak denizkızlarına benzememelerine rağmen deniz kıyılarında, kayalıklara yakın bölgelerde yaşamaları buna sebep olmuştur.
Sirenlerin vücut yapıları bir kuşa benzer. Kanatlıdırlar ve uçabilirler. Genellikle iki (2) ile beş (5) arasında değişen gruplar halinde dolaştıklarına inanılır.
Sirenler kötü niyetli varlıklardır. Büyüleyici güzellikte sesleri ile çevrelerinden geçmekte olan denizcileri kayalıklara çekerler. Kayalıklara yönelen denizciler bir süre sonra bu güzel sesin etkisiyle uykuya dalarlar. Gemileri ise bir süre sonra kayalıklara çarparak kısa süre içerisinde batar.
Sirenlerin lanetinden sadece Yunan mitolojisindeki İthaka kralı Odysseus (Odise)’un kurtulduğuna inanılır. Hani şu ünlü Truva filminde Achille’e “Bazen yönetmek için yönetilmek gerek” diyen ve aynı zamanda Truva Atı fikrini ortaya atan kral. Odysseus’un Sirenlerden kurtulma hikayesi ise şöyle:
Odysseus, Sirenlerin yaşadığına inanılan kayalıkların yakınından geçmeden önce tüm mürettebatın kulaklarını, sesleri işitmeyecek şekilde bağlatır. Kendisini ise direğe bağlatarak Sirenlerden uzaklaşıncaya kadar her ne emir verirse versin önceden belirlediği rotanın değiştirilmemesi, kendisinin ise bağlı olduğu direkten çözülmemesini emreder. Amacı Sirenlerin o büyüleyici sesini işitebilmektir ve her şey istediği gibi gerçekleşir. Sirenlerin seslerini duymuş gemisini ve mürettebatını ise batma tehlikesinden kurtarmıştır.
Sirenler ve Odysseus – Ressam: John William Waterhouse / 1891
Sirenler çok sayıda ve çeşitte sanat eserine konu olmuştur. 1849 – 1917 seneleri arasında yaşayan İngiliz asıllı ressam John William Waterhouse‘a ait yukarıda gördüğünüz Odysseus’un Sirenler’e karşı kendisini direğe bağlatmasını konu alan resim buna bir örnektir. M.Ö. 480 – 470 senelerine ait aşağıda gördüğünüz vazo ise bir başka örnek çalışma.
Sirenler ayrıca müziğe de konu olmuştur. 1991 senesinde kurulan müzik grubu Kamelot’un A Sailorman’s Hymn (Bir Denizcinin İlahisi) isimli şarkısı da Sirenler’i işler. Aşağıda oldukça hoş hazırlanmış bir videosunu izleyebilirsiniz.
[pro-player width=’500′ height=’300′ type=’video’]https://e-marineeducation.com/tr/videolar/Kamelot_-_A_Sailorman_s_Hymn.mp4[/pro-player] |
Kamelot: A Sailorman’s Hymn
Can you hear the sirens resound?
From the coastline of Ireland tonight
It’s the song of a promising heart
Of the souls that the ocean unite
And she stands by the window alone
Staring into the rain
She is trying to guide his way home
From the waters that keep them apart
So she lights up a candle for hope to be found
Captive and blind by the darkness around
Firm as a mountain, she never will mourn
Timeless awaiting the break of dawn
Can you hear the sailorman’s hymn?
As it comes with the rise of the tide
It is sung where the rainbow begins
As a comfort for tears she has cried
She remains by the window alone
Staring into the rain
She is trying to guide his way home
Keeps on praying for god to protect him
She lights up a candle for hope to be found
Captive and blind by the darkness around
Each wave a promise, a new hope reborn
Sunrise consoles at the break of dawn