Onun için deniz hayatının başladığı ve bittiği an, belki de geri kalan hayatının başladığı gündü. Bin bir umutla ve heyecanla katıldığı ilk gemisiydi, okulunu yeni bitirdiğinde makine stajyeri olarak bavulunu alıp gittiği, İzmit Körfezi’ndeki M/T Talihsiz(!) gemisi.
İsminden de anlaşılacağı üzere ne tür talihsizlik varsa adisyonuna yazılmış, son iki ayda başına gelmeyen kalmamış ve nihayet Karadeniz’den getirdiği kimyasal yükünü tahliye etmek için İzmit Körfezi’nde limana yanaşmıştı M/T Talihsiz.
Raporlarla şirkete bildirilen makine arızaları, yangın alarm sistemi arızaları, tahliye ekipmanı arızaları, personel değişimi vs. hepsi için bir program yapılmış ve bu limanda giderilmek üzere sahilden ekipler gelmiş, vakit kaybetmeden işlerine başlamış, geç olmadan gemiden ayrılmışlardı. Gerekli raporlar gemiye teslim edilmiş, onarılabilecek arızalar giderilmiş, geri kalanlar ise ileri bir tarihe ertelenmişti.
Bu arada geminin amacı gereği bir an evvel yükünü boşaltıp limandan ayrılması için, gemideki şirket enspektörleri, terminal yetkilileri, yük alacaklısı tarafından gemi personeli sıkıştırılıyor ve gemiye performansının üzerinde iş yapması konusunda baskıda bulunuluyordu. 1. zabit ise çarkçıbaşına dönerek “Makinelerimizin kapasitesi sizce uygunsa ancak o zaman performansı arttırabilirim, aksi takdirde kimsenin ne söylediği beni ilgilendirmez” der. Çarkçıbaşının “Benim için mahsuru yok, istediğiniz kadar güç kullanabilirsiniz” demesi üzerine 1. zabit tahliye kapasitesini, kontrollü olarak arttırmıştır. Fakat yine de tedirginliğinden uzaklaşamamış her saat makine zabitlerinden bilgi edinmiş, her seferinde de herhangi bir sorun olmadığının, işlerin yolunda gittiğinin haberini almıştır. Yaklaşık 13-14 saat kadar bilgi alışverişi sürmüştür. Artık sabah olmak üzereyken 1. zabit vardiyasını saat 05:30’ta 2. zabite devretmiş, bütün operasyon hakkında ona bilgi vermiş ve 1-2 saat istirahat edeceğini söyleyerek kamarasına çıkmıştır.
Daha lavaboda ellerini yıkamak üzereyken olanlar olmuştu. Derin bir sessizlik ve zifiri bir karanlık… 1. zabit durumu anlamak için koridora çıktığında 2. zabitle karşılaşmış, makine dairesinde yangın çıktığını öğrenmiştir. Derhal yangın alarmını çalıştırmak istemiş fakat sistemin çalışmaması sonucu sesle bağırarak personeli uyandırmak zorunda kalmıştır.
O gün makine zabitleri, gemiye yeni katılan stajyere makine dairesini gezdirmiş, dikkat etmesi gereken konular hakkında bilgi vermiş, kalacağı kamarasını göstermiş ve 04:00 – 08:00 vardiyası tutacağını söylemişti. Akşam yemeğinde de mesai arkadaşları ile bir araya gelen stajyer daha sonra istirahat için kamarasına çekilirken gün boyu etrafında olup bitenlere anlam vermeye çalışmış ve bavulunu açmaya fırsat bile bulamadan uyuyakalmıştı. Alesta vardiya sesiyle kalkıp ilk vardiyası için makine dairesine inmişti. Vardiyayı teslim eden yağcı arkadaşının ayrılması ile artık tek başına kalmıştı.
Talimatlarda belirtilen kontrol noktalarını sürekli geziyor, ilk defa gördüğü bazı makineleri dikkatlice inceliyordu. Jeneratör şaftı yardımıyla döndürülen hidrolik power peak (framo) sisteminin kontrolünü yaptıktan sonra makine kontrol odasına yönelmişti ki şiddetli bir patlama sesi duydu ve olduğu yere yığılıp kaldı. Korkusunu yenip gözlerini açtığında zifiri bir karanlık ve sessizlik içinde duman kokusunu hissetti. Ne yapması gerektiğini düşünürken çıkış yolunu bulma çabası onu zorluyordu. Bildiği tek yer makine kontrol odasıydı. Oraya doğru yöneldi. Artık bu durumun sabahları terleyerek uyandığı korku dolu bir düş değil, hayat yolunun keskin bir virajı olduğunun farkına vardı. Kalbi deli gibi atıyordu. Birkaç sefer derin nefes aldı ve çaresizlik içinde yere oturup kaldı. Tam o sırada yakınında zifiri karanlığın içinde parıldayan bir maske işareti gördü. Bu onun için oraya konmuştu. Belki onu yangından kurtaramaz fakat nefes alma süresini uzatabilirdi. Hemen işarete doğru dizlerinin üzerinde ilerledi ve yakınında duran E.E.B.D‘yi (Emergency Escape Breathing Device) aldı. Kafasına geçirip valfini açtı ve uzanarak çaresizlik içinde bacakları titreyerek beklemeye başladı.
İkinci kaptan vakit geçirmeden bütün personeli kıç tarafa toplamış ve stajyerin yangın mahalinde olduğunun farkına vararak derhal kurtarma hazırlıklarını başlatmıştı. Panik ve korku içinde olanları sakinleştirmiş, terminal yetkililerinden ambulans ve itfaiye yardımı talep etmiş, şirket yetkilileri dahil herkese bilgi vermiş, bir yandan da halen bağlı olan yük hortumlarını söktürmüştü. Bu arada yangına müdahale edecek personel hazırlanmıştı. Eğitimlerde defalarca tekrarlanmasına rağmen iş ciddiyete geldiğinde korkusunu yenemeyen makine lostromosu, geçirdiği baygınlık sonucu görevini yapamayınca iş 1. zabite ve pompacıya düşmüştü. Vakit geçirmeden makine dairesine girdiler. Kontrol odasında titreyerek yatan stajyer, yangın kıyafetli pompacıyı görünce anlık bir korkuya kapıldı. Sanki bilinmeyen bir dünyadan birisi ona yaklaşıyordu. “Kalk gidiyoruz” sesi içini rahatlatmıştı. Derhal oradan ayrıldılar. 1. zabit makine dairesine indiğinde bir şey çok ilginç gelmişti. Her taraf dumanla kaplıydı; göz gözü görmüyordu fakat etrafta alev yok denecek kadar azdı. Yanan elektrik kablolarından ötürü aşırı duman çıkıyor fakat alevler henüz artmamıştı. Hemen yanında duran CO2 tüpünü aldı ve alevleri söndürmeye başladı. Bir yandan da pompacıyı takip ediyor, arkasından seslenerek hayatta olduğundan emin olmaya çalışıyordu. Yaklaşık 10-15 dakika kadar sonra yangın tamamen kontrol altına alınmış; 1. zabit dışarı çıkmıştı. Pompacı da 1-2 dakika sonra peşinden gelmişti. Diğer soğutma çalışmaları da makine personelince tamamlandı.
1. zabit temiz hava almak ve stajyerin durumunu öğrenmek amacıyla kıç üstüne çıktığında hava yeni aydınlanmaktaydı. Tehlike gün aydınlanmadan atlatılmış, aynı iskeleye bağlı üç (3) adet kimyasal tanker ve iki (2) adet yakıt tankeri tarafından fark edilmemiş, büyük bir facianın eşiğinden dönülmüştü.
Stajyer korkusunu üzerinden atamıyordu. Üzerindeki kıyafetleri değişip dün akşam çıkardığı kıyafetlerini yeniden giymiş, henüz açmaya fırsat bulamadığı bavulunu da alıp lumbar ağzında karşılaştığı 1. zabite teşekkür ederek gemiden ayrılmak istediğini ve bir daha da gemide çalışmak istemediğini söylemişti. 1. zabit maskeyi nasıl bulduğunu sormuştu ona. Karanlıkta parlayan IMO Sembolleri‘nin önemini o zaman anlamıştı.
1. zabit, insan muhtaç olmasın diyerek stajyeri evine gönderdi.
M/T Talihsiz’in gerekli onarımları zaman içinde tamamlanmış, birkaç ay sonra seferlerine tekrar başlamıştı. Alınan son haberlere göre gemi Somali açıklarında korsan saldırısına uğramış; rehin alınmıştı.
1. Zabit
M/T Talihsiz(!)
Editörler: Emrah Demir – Orkut Akar