Denizde Can Güvenliği, ticaretin deniz taşımacılığına doğru uzandığı ilk günden beri desteklenmiştir. Armatörlerin deniz taşımacılığına kazanç getiren bir iş olarak bakmaları doğaldır ve şimdiye kadar bunun oldukça verimli olduğu kanıtlanmıştır.
Ancak, kamu refahının ticaretin daimi bir parçası olması ve ticareti daha sorumlu hale getirmek için yardım, insani gerekçelerle alakalıdır. Bu faaliyetler, gemiadamlarına denizdeki hayatları kurtarırken, ticari nedenlerden ötürü önceliği kazanç olan eylemlerinde, yasal dokunulmazlık sağlayarak teşvik edilmiştir.
Köprüüstü vardiyası tutulurken akılda tutulması gereken temel ilkeler, seyir güvenliği, kazazedelere veya tehlikedeki kişilere dikkat edilmesi ve geminin güvenliğidir. Denizde can kurtarma meselesi tartışmasızdır; bununla birlikte gemilerin ve kaptanların katılım düzeylerinin sorgulandığı bazı hadiseler vardır.
Olay 1: Aden Körfezi yakınlarında seyreden bir dökme yük gemisi, yanmakta olan iki tekneden bir tehlike çağrısı aldı. Geminin mürettebatı kazazedeleri kurtarmayı üstlendi ve MRCC’yi (Maritime Rescue Co-ordination Centre) bilgilendirdi. Gemi direk olarak yardım için ilerlemeye başladı ve bu nedenle Yüksek Riskli Korsan Bölgesindeki botlara yaklaşarak risk aldı. Yaklaşan botlardan birinden mürettebatın birinin nişan almış kolları görüldü. Gemi derhal yön değiştirdi, MRCC’ye rapor etti, öyle ki kaptanın ihtiyatlı hareketi korsan saldırısından kıl payı kaçarak gemiyi kurtardı.
Olay 2: Moresby limanından ayrıldıktan sonra, bir kimyasal tanker karadan 90 mil açıkta bir tehlike çağrısı aldı. Gemi, Avustralya’ya Geelong Limanına gidiyordu. Gemi kıyı devletine haber verdi ve yardım için ilerlemeye başladı. Toplam 57 kazazede batmakta olan bir feribottan kurtarıldı. Gemi kendi bayrak devletini ve kıyı devletini bilgilendirdi. Geelong Limanına doğru ilerlemek, kurtulanları karaya çıkarmak ve kıyı yetkililerine teslim etmek için yöneldi. Tekne kıyıdan 30 mil açıktayken, gece boyunca kazazedelerin 34’ü gemiden suya atladı ve sahile yakın bekleyen başka bir botla kaçtı. Gemi, sahil güvenliğe bunu ihbar etti ve Geelong Limanındaki yetkililerce yakalandılar. Sahil güvenlik otoriteleri bu olayın arkasındaki yasadışı göç ve göçmen kaçakçılığını ortaya çıkardı. Onların kıyı sularında bu tür eylemleri gerçekleştirmeleri, kaçak göçmenlerin işlerini gemilerle, deniz yoluyla kolaylaştırmaları ilk değildi. Onların bazı olaylarda da gizli teçhizat ve silah taşıdığı bildirildi.
Uluslararası Denizcilik Arama ve Kurtarma Sözleşmesi‘ne uymalarına rağmen, gemiadamlarının hayatlarını tehlikeye atan bu olay, çeşitli kıyı devletleri ve IMO için şaşırtıcı bir haberdi. Kaptan, birinci zabit ve diğer gemiadamları, genellikle bu tür kaçak göçmenlerin niyetlerinden habersiz, teknede kazazedelere yiyecek ve diğer ihtiyaçları sağladıkları için doğrudan olaya karıştırıldı. Üstelik onlar, geminin ve mürettebatının güvenliğine bir tehdit oluşturmaktaydı. Denizdeki canları kurtarmak için çok sayıdaki durumda gemiadamlarının gösterdiği cesur çabalar ve yiğitlik gösterisi onları tehlikeli ve hassas bir durumda bırakmıştır.
Uluslararası Denizcilik Arama ve Kurtarma Sözleşmesi (IAMSAR), Uluslararası Sivil Havacılık Sözleşmesi Ek 12, Uluslararası Denizde Can Güvenliği Sözleşmesi (SOLAS) Reg. V/33, önerdiği güvenlik standartlarıyla uyumu sağlayan, denizcilik endüstrisini düzenleyen, yasal bir kuruluş olarak işleyen, Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO), gemi kaptanlarına güvenli bir şekilde yapabildiklerinde, denizde tehlikede olanlara yardım etmeyi zorunlu kılmaktadır.
Birçok devlet bu zorunluluğu kabul etti ve 24 saatlik bir zaman diliminde etkili ve ekonomik SAR hizmetleri sağlamak, havacılık ve denizcilikte SAR’ın uyumlu çalışmasını sağlamak için ulusal SAR organizasyonlarını kurdu. Küresel bir SAR sistemine sahip olmanın temel, pratik ve insani etkisi, her bir ülkenin, dünyanın her yerinde seyahat eden vatandaşlarına SAR hizmetlerini sağlama ihtiyacını gidermesidir. Bunun yerine, dünya, uyruk veya koşullara bakılmaksızın, SRR içindeki tehlikedeki herkese yardımcı olan, her biri kurtarma koordinasyon merkezli (RCC) ve birleşmiş SAR hizmeti sunan arama ve kurtarma bölgelerine bölünmüştür.
Oybirliğiyle, her ne zaman böyle bir durum olursa, kazazedelerin kurtarılması öncelikli hedef olacaktır, kıyı devletleri arama ve kurtarmada daha büyük rol oynarlarsa göç için gayri meşru uygulamalar azalabilir. IMO, Devletlerin, Kaptanların Kaçak Yolcuları Taşınmasıyla ilgili Sorumlulukları konusunda FAL 11 (37) sayılı kararı onaylamıştır. Ancak karar, özellikle planlı ve kaçak göçün amacının hayatta kalmanın gizlendiği davalarda ele alınmamaktadır. Örneğin yukarıdaki 2 numaralı olayla ilgili kurtulanlar gemiden kıyı yetkililerine veya kalkış limanında sahil güvenlik tesislerine diğer bir deyişle Moresby Limanına teslim edilebilir ve aktarılabilirdi. Kazazedeleri kurtardıktan sonra belirli durumlarda, onları varış limanına veya uygun bir limana götürmek yerine en yakın sahil devletine teslim etmek için düzenlemeler yapılabilir. Gemide, kurtulanların, kaçak yolcuların süresiz kalması uygun görülmemektedir. En yakın kıyı devletlerinin, uyrukları saptanır saptanmaz, kurtulanların hızlı transferi ve ülkelerine geri gönderilmesini ayarlamak için zorunlu bir rolleri olmalıdır.
Durum izin verdiği takdirde, sahil sularındaki kurtarma operasyonları sahil güvenlik gemileri tarafından yönetilmeli ve neticede hayatta kalanlar, onların gemilerine veya tesislerine sevk edilmelidir. Bununla birlikte şartların olumsuz olduğu açık denizlerde ticaret gemileri, hayat kurtarmak için en emniyetli ve uygun yol olmaya devam edecektir.
Giderek artan göçmen endişesinin ve denizde kaybolan hayatların önüne geçmek için adımlar atılıyor. Son zamanlarda Uluslararası Deniz Ticaret Odası (ICS), denizde büyük çaplı kurtarma operasyonları için yönergeler hazırladı. Nasıl olursa olsun, tüm yönergelere ve yasal zorunluluklara rağmen, mültecileri denizde kurtarmak söz konusu olduğunda gemiadamları için karar vermek her zaman zor olacaktır.
Peki ya sizce?
Bir gemiadamı olarak, denizdeki hayatları (özellikle mültecilerinkini) kurtarma konusundaki görüşleriniz nedir?
Kaynak: MarineInsight
Tercüme: Saadet Sülen