Kılavuz kaptan gemiye bindikten sonra, köprüüstü ekibinden istediği ilk şey Pilot Kartı‘dır. Bu, rehberlik etmek ve yönlendirmek için ona emanet edilmiş geminin yapısına açılan ilk penceredir.
Pilot Kartı, geminin tam boyunu, genişliğini, dedveytini, tonajını, baş ve kıç draftını, ileri ve geri yolun farklı kademeleri boyunca (pek ağır yol ileri gibi) makine devri ve hızını ( balastlı ve yüklü), pervanenin yapısını (sabit adımlı, değişken adımlı, normal sağa devirli, Schottel, Voith Schneider vb olup olmadığı), baş ve kıç iterin gücünü ve mümkünse diğer teknik detayları gösterir.
Pilot kartına bakan kılavuz kaptan, geminin yapısını değerlendirir ve planını buna göre yapar. Gemi meyil yapısını, makine tornistana gelir gelmez ensel ve boysal itme etkisiyle, yani geminin baş veya gövdesinin hangi yönde hareket edeceğini belirler. Ayrıca geminin tüm navigasyon donanımlarına da göz atar.
Onun rehberliğinde, teknenin manevra yaptığı dakikalarda, kılavuz kaptan geminin davranışlarıyla ilgili ön tahminini doğrulamaya çalışır. Doğal olarak, burada, onun tecrübesi, köprüüstündeki misafirinden daha fazla zaman harcadığı basit gerçeğinden dolayı gemisini daha iyi tanıyan, geminin süvarisinin gerisinde kalır.
Ancak kılavuz kaptanın, geminin köprüüstü ekibine göre belirgin bir avantaj sağladığı yer, gemiyi kullandığı alanı tanımasıdır. Manevra yapmak zorunda olduğu yer deniz hatta bir kanal, nehir, dere, koy olabilir ve rıhtıma veya iskeleye yaklaşması veya uzaklaşması gerekebilir. Sualtındaki sığ noktaları, hâkim rüzgâr yönünü ve geminin freeboardı üzerindeki etkilerini, mevcut gelgitleri ve akıntıları bilir. O aynı zamanda bu tür alanlarda navigasyon sistemlerinin ve elektronik araçların en verimli şekilde nasıl kullanılacağını da bilir. Bu köprüüstündeki yerini adeta zorunlu kılar.
Açıkçası, kaptan ve kılavuz kaptan kendi güçlü noktalarına sahiplerdir ve geminin güvenli seyri için onların her ikisinin uzmanlığından faydalanmak mümkün olan en iyi seçenektir. Nitekim herhangi bir tehlikeyi önlemek için kaptan ve kılavuz kaptan arasındaki sinerji gereklidir. İlişki, doğal olarak, karşılıklı saygı ve karşılıklı güven içinde olmak zorundadır. Ancak kaptan, gemisinin tehlikede olduğunu görürse, herhangi bir zamanda müdahale etme özgürlüğüne sahiptir. Fakat kılavuz kaptanı yaklaşmakta olan tehlike hakkında bilgilendirmesi ve sonra uygun düzeltici önlemleri alması ve hatta gemisinin kontrolünü ele alması beklenir.
Yine zaman zaman kılavuz kaptanın, kaptanın onaylamadığı bazı hesaplanmış riskleri aldığı görülür. Kaptan tavsiyeyi görmezden gelir. Kaptanın rahatsız olduğu durumlarda, zaman izin verirse, pilotun onu anlaması zorunludur. Sadece zaman, kimin işin doğru tarafında olduğunu söyler. Bununla birlikte, kaptan operasyon sırasında limandaki yapıları tehlikeye sokarsa, kılavuz kaptanın kıyı istasyonuna artık gemi idaresinden sorumlu olmadığını bildirmesi gerekir.
Eğer kaptan geminin idaresini kılavuz kaptana tekrar emanet etmek isterse, genelde her şey başlamadan önce, sözlü veya yazılı bir taahhüt vermek zorundadır.
Kaptan ve kılavuz kaptanın her ikisinin egolarını bir kenara bırakarak işbirliği yapmaları ve birbirleriyle koordinasyon içinde olmaları ve böylece herhangi bir koşuşturma olmadan geminin güvenli bir şekilde rıhtıma yanaştırılması veya denize açılması beklenir.
Kaynak: MarineInsight